Bir ışık teknolojisi olan lazer, enerjinin tek noktaya odaklanması ile doku içerisinde kolajenin yeniden yapılandırılmasını sağlıyor. Tıpta pek çok branş lazerden faydalanıyor. Fonksiyonel jinekolojide de kolajen dokuyla ilgili tüm hastalıklarda cerrahiye alternatif olarak, iyileşme amaçlı kullanılıyor. Lazer uygulaması jinekolojide sadece kozmetik değil, fonksiyonel olarak da efektif olarak kullanılan önmeli bir tedavi yöntemidir.
Jinekolojik lazer uygulamaları en sık idrar kaçırma tedavisinde uygulanıyor. Bu sayede vajinanın ön ve arka duvarındaki sarkmalar, vajinanın genişlemesi ile hafif ve orta düzeyde idrar kaçırmalarda başarılı sonuçlar elde ediliyor. Kadınlar arasında idrar kaçırma son derece yaygın bir rahatsızlık. Özellikle 35-40 yaşın üzerinde neredeyse üç-dört kadından birinde orta hatta şiddetli düzeyde stres inkontinansına bağlı idrar kaçırma sorunu görülüyor. Öksürük, hapşırık gibi karın iç basıncını arttıran nedenlerden dolayı yaşanan bu sorun, günlük yaşamı olumsuz etkiliyor. Kadınların bu sorunu sıklıkla dile getirmediğini, normal bir durum gibi kabullendiğine dikkat çeken Doç. Dr. Abike, “Tedavide Kegel egzersizleri ve fizyoterapiye başvurulabiliyor. Cerrahi yöntemler, çok ileri vakalarda kullanılsa da artık lazer uygulamaları birçok hastada uygulanabiliyor. İki seans lazerle problem neredeyse sıfıra indirilebiliyor. Böylece hastaneye yatış oranlarının ve cerrahi sonrası görülebilen komplikasyonların azalması da sağlanıyor” diyor.
Kişinin genetik olarak bağ dokularının gevşek olması, doğum ya da yapılan cerrahiler vajenin genişlemesine yol açabiliyor. Bu da orgazm güçlüğü, çiftler arasında cinsel uyumsuzluk gibi tablolara neden olabiliyor. Sıklıkla, vajenin lazerle sıkılaştırılmasında ve daraltılmasında tercih ediliyor. Uygulama, o bölgedeki kolajen dokusunu stimüle ederek yeniden yapılandırıyor. Böylece doku güçleniyor, sarkmalar azalıyor ve vajinada toparlanma oluşuyor. Cerrahi ile kıyaslandığında ise komplikasyon neredeyse yok denecek kadar az.
Lazer uygulamaları, tekrarlayan genital enfeksiyonlar ve mantarların tedavisinde de başarı ile kullanılıyor. Mantar ve enfeksiyonlar nedeniyle artık flora fonksiyonlarının bozulduğu; bu nedenle sürekli akıntı ve enfeksiyon problemlerinin görüldüğü inatçı durumlarda, vajina mukozasında yeniden yapılandırma sağladığı için lazerden son derece etkili sonuçlar alınabiliyor.
Menopozda östrojen eksikliğine bağlı olarak genital sistemde ciddi farklılıklar ortaya çıkıyor. Özellikle ikinci yıldan sonra vajinal kuruluk problemleri baş gösteriyor. İdrar yollarında da atrofi olduğu için sık idrara çıkma, yanma, hassasiyet gibi problemler görülüyor. Menopozun cinsel aktivitenin bittiği bir dönem olmadığını ancak vajinal kuruluğun cinsel fonksiyonda bozulmaya yol açtığını belirten Doç. Dr. Abike, şöyle devam ediyor: “Kadınlar ağrı ve kuruluk hissiden dolayı cinsel ilişkiden kaçınmaya başlıyor. Kuruluk problemini aşmak içinse östrojeni yerine koymak gerekiyor ancak limitli kullanılabiliyor. Poliklinik ortamında 15 dakikalık lazer uygulaması ise özellikle ‘atrofit vajinit’ denilen menopoz sonrası döneme ait vajinal kuruluk problemlerinde son derece etkili oluyor. İtalya’da geniş hasta gruplarında yapılan araştırma, bir lazer uygulamasının bu problemi yaklaşık 24 aylığına çözebildiğini gösteriliyor.”
Gebelik, diyabet, tekrarlayan enfeksiyonlar, kozmetikler, sık tıraş etme gibi bir dizi neden, genital bölgede kararmalara neden oluyor. Dış genital bölgeye yani vulvaya uygulanan yüzeyel lazer uygulamaları ile bölgenin orijinal rengine döndürülmesi sağlanıyor. Hiçbir yan etkisi olmayan vajinal beyazlatma işlemi 10-15 dakika sürüyor ve genellikle tek seansta başarılı sonuç veriyor. Bazı durumlarda birkaç seans gerekebiliyor. Ayrıca dış dudaklarda sarkma gibi problemler varsa onlar da toparlanabiliyor.
Vajinanın doğal bir boşluk olduğunu, bu nedenle lazer uygulamalarının PAP smear testi ya da muayene işlemi gibi basitçe gerçekleştirilebilmektedir. Vajina ve rahim ağzı ağrıya duyarlı değil. Örneğin; idrar kaçırma sorununda anestezi gerekmeden, acısız, 15-20 dakikalık bir uygulama ile vajina içerisine 1-1,5 mm aralıklarla lazer uygulaması yaparak, ardından ortalama dört hafta sonra belki bir seans daha uygulayarak bu sorun çözülebiliyor. En önemlisi de robotik lazer sayesinde, işlem sırasında uygulanacak doz ve alan rahatsızlığa göre seçilebiliyor. Bu konuda yapılan yayınlar, cerrahi ile kıyaslanan yöntemin efektiflik açısından farksız olduğunu ortaya koyuyor. Neredeyse ameliyatlar kadar etkili olan lazerdeki en önemli fark ise hastanın günlük yaşamına dönüş süresinin daha kısa olması.
Jinekoloji
Genital Estetik
Vajinismus
Gebelik ve Doğum
Jinekoloji
Genital Estetik
Genital Estetik
Gebelik ve Doğum
Jinekoloji
Gebelik ve Doğum
Gebelik ve Doğum
Gebelik ve Doğum